Hikaye anlatıcılığı, insanlarla güçlü bir iletişim ve bağlantı kurmanın etkili yöntemlerinden biri. Aynı zamanda, her beceri gibi, yeterli ilgi ve çalışmayla geliştirilebilen bir beceri. Konuyla ilgili bilimsel araştırmalar bize bu becerinin nasıl geliştirilebileceğiyle ilgili ipuçları veriyor:
1. Hikaye Anlatıcılığının Nörobilimini Anlamak
İnsan zihni bugünkü olgunluluğuna hikayeler anlatarak ve dinleyerek/izleyerek/görerek ulaştı. Bir hikaye anlattığınızda dinleyicilerinizin beyni sizin beyninizle "neural coupling" yoluyla senkronize olur. Bu ortaklaşa beyin aktivitesi duygusal katılımı artırarak etkili bir empati ve anlayış mecrası oluşturur. Kişisel deneyimlerinizi ve duygularınızı hikayenize katarak bu mecrada akan iletişimi güçlendirebilirsiniz.
2. Net Bir Yapı İzlemek
Hikayenizin belli bir yapı üzerine kurulması, dinleyicinin odaklanması için kortizol ve empati yapabilmesi için oksitosin hormonları salgılamasını kolaylaştırır. Hikayelerinizi anlatırken dünyanın en eski hikaye yapılarından biri olan klasik dramatik yapıyı kullanabilirsiniz. Bir başlangıç, olayların akışını değiştiren bir tetikleyici unsur, bir doruk noktası ve olayların çözüme kavuştuğu bir finalden ibaret olan bu yapıyı daha iyi anlamak için Freytag Piramidi'ne göz atabilirsiniz.
3. Kolay İlişki Kurulabilecek Unsurlardan Yararlanmak
İnsanlar kişisel ilişkiler kurabildikleri hikayelerle daha çok ilgilenme eğilimindedir. Beyindeki ayna nöronlar, dinleyicilerin hikayeleri kendilerininmiş gibi sahiplenmesini sağlayarak empati ve katılımı artırır.
4. Tekrara Düşmekten Korkmamak
Önemli tema, olay ve fikirlerin belirli ölçüde tekrar edilmesi, sinirsel bağlantıları güçlendirerek bu unsurların hatırlanmalarını kolaylaştıracaktır.
Furkan Çolak
Stratejist & Copywriter
Geri sayım başladı… 2025’e çok kısa bir zaman kaldı. Yeni bir yıla girerken çalışma alışkanlıklarımızı dönüştürerek daha güçlü ve daha keyifli bir başlangıç yapmanın yollarını sizlerle paylaşmak istiyorum. Çünkü yeni bir yıl, yeni başlangıçlar, değişim ve
Bir saate sığdırılmaya çalışılan üç saatlik gündemler, birbiriyle kesişmeyen fikirler ve sonunda “bunu sonra tekrar konuşalım” cümlesi... Çoğumuz bu döngüye aşinayız.
Belirsizliğin giderek arttığı dönemlerde çalışanların motivasyonunu yüksek tutmak, şirketlerin güçlü kalabilmesi için olmazsa olmaz.
Günümüzde teknoloji hızla ilerliyor, yapay zekâ ve otomasyon neredeyse her işin bir parçası haline geldi. Artık pek çok işimizi bu teknolojik yardımcılarla daha hızlı ve verimli yapabiliyoruz. Ama ne olursa olsun, iş hayatının merkezinde hala insana özgü
Gün içinde kendimizi akışa kaptırıyoruz. Uzayıp giden yapılacaklar listesi, bitmek bilmeyen toplantılar ve yetişmesi gereken işler arasında kendimizi bir döngüye sıkışmış gibi hissetmek oldukça normal.
İK ekipleri, iki farklı kuşağın arasında kalmış durumda, adeta bir köprü kurma sanatıyla uğraşıyor. Bir tarafta detaylı raporlar ve düzenli toplantılar bekleyenler, diğer tarafta kamerası kapalı toplantıya katılanlar…
Suadiye Mahallesi Bağdat Caddesi
No:399/B K:1 D:1
Kadıköy/İstanbul
Formu doldurarak veya
hello@4c1h.com email adresi ile bize ulaşabilirsiniz.