Bayram tatilinde uzun zamandır aklımda olan İdil Sevil’in “Türk’ün Aklı Nasıl Çalışır?” kitabına başladım ve gerçekten bir solukta bitirdim. İçerisindeki ilgi çekici bilgiler kendimi daha yakından tanımama imkan sundu.
Özetlemek gerekirse, kitap farklı toplumların kültürlerinin, değerlerinin insan hayatına nasıl etki ettiğini anlatıyor.
“Kültürün Motivasyona Etkisi” başlığı ise dikkatimi çeken konulardan biriydi.
Bireyci ve toplulukçu kültürlerin birbirinden nasıl farklılaştığını, ağzımızdan çıkan kelimelerden işi sahipleniş biçimimize, amaçlarımızdan davranışlarımıza kadar nasıl etki ettiğini şimdi size kitaptan aldığım bir örnek ile göstereceğim.
Örnekler farklı kültürden iki sporcunun verdiği röportajlardan alınmış.
Scott Goldblatt, Amerikan Yüzücü:
“Yarıştığımda rakiplerimi geçmeye çalışmıyorum. Daha önce yaptıklarımı geçmeye çalışıyorum. Yani aslında kendimi yenmeye çalışıyorum. Asıl tatmin, çok çalışıp yapabileceğinin en iyisi yapmaktır. Bence kaybetmek, sudan çıkarken aslında daha iyisini yapabileceğini bilmektir. Ben her yarışımı kazandım.”
***
Nida Eliz Üstündağ, Türk Milli Yüzücü:
“En büyük motivasyonum milli duygularım. Olimpiyatlarda, tribünde ‘Türkiye’ diye tezahürat eden 3-4 kişinin sesi bana o kadar güçlü geldi ki… Ülkem, bayrağım için yarışmak, Türk milletini temsil etmek çok büyük bir gururdu.”
Farkı görebiliyorsunuz değil mi?
Bireyci kültüre sahip Scott Goldblatt yarışı kendi için tamamlarken, toplulukçu kültüre sahip Nida Eliz Üstündağ milli duygularını ön plana çıkararak ülkesi için yarıştığı dile getiriyor.
İşte “kültür” kavramı hayatımızda bu denli büyük bir role sahip. Kültürden bahsetmişken kurum kültürüne değinmemek olmaz tabii. :)
Nasıl her milletin farklı kültürü varsa her şirketin de kendine has bir kültürü var. Bu kültürlerin de çalışanların performanslarından amaçlarına, işte bulduğu anlamlardan elde ettiklerin deneyime kadar geniş bir etkisi var. Farklı şirkette çalışan iki kişinin motivasyon kaynağı, performans düzeyi, deneyimi bu sebeple farklı olabiliyor.
O zaman güçlü bir kurum kültürü yaratmanın, çalışanlarınıza harika bir deneyim sunmanın, çekici bir işveren markası yaratmanın ve bunların getirilerini izlemenin tam zamanı değil mi?
hello@4c1h.com üzerinden bize ulaşın, hep birlikte birbirinden değerli hikayeler yazalım!
Pelin Teksin
Content & Account Manager
Geri bildirim kelimesini duyduğumuzda aklımıza genellikle hataların veya eksikliklerin konuşulması gelir. Aslında çoğu zaman hepimizin farkında olduğu gibi, etkili bir geri bildirim kültürü, olumlu ve yapıcı yorumları teşvik ederken aynı zamanda gelişim i
Picasso bir restoranda otururken bir adam onu tanır ve yanına gelerek uzattığı peçeteye bir şeyler çizmesini rica eder. Picasso adamı kırmaz ve cebinden çıkardığı kurşun kalemiyle kara kalem bir çizim yapar. Birkaç çizgiyle tam bir Picasso eseri olan bir
Her fırsatta söylediğimiz bir şey var: Çalışan deneyimi atıştırmalıkların, etkinliklerin ve hediyelerin çok daha ötesinde! Bu gibi jestler ancak çalışanı anlayan, ihtiyaçlarının farkına varan, yanıt veren, anlam bulduran bir deneyimin içinde değer kazanab
İzleyenleriniz var mı bilmiyorum ‘’Aaahh Belinda", 37 yıl sonra Netflix ekranlarında tekrar seyirciyle buluştu ve beni kendi dünyasının içine çekti!
Uçuş görevlilerinin sürekli rehberlik sağlayarak ve empati göstererek, bazen endişeli olabilecek durumları daha rahat hale getirmeleri, yolcuların ihtiyaçlarına cevap vermeleri, çalışma ortamındaki liderlerin de ekip arkadaşları için çaba göstermelerini h
Evden çalışmanın avantajlarını tatmış bir kitleyi haftada 3 gün ofise getirirken daha çok “bir arada”lığın gücünden yararlanmak, kurum kültürünü bu anlamda beslemek gerekir.
Suadiye Mahallesi Bağdat Caddesi
No:399/B K:1 D:1
Kadıköy/İstanbul
Formu doldurarak veya
hello@4c1h.com email adresi ile bize ulaşabilirsiniz.