Kültürün iş yaşamı üzerindeki etkisini, Fransa’dan Japonya’ya farklı ülkelerin işe yaklaşımları üzerinden inceleyelim.
1. Fransa’da yasal çalışma saati 35 saat.
2000 yılında yürürlüğe giren kanuna göre çalışanlar günde 7 saat çalışıyor ve 35 saati geçen her saat fazladan mesai olarak kabul ediliyor.
2. Part-time işler Hollandalılar için alışıldık bir seçenek.
Statistics Netherlands (CBS) 2021 verilerine göre, çalışan nüfusun neredeyse yarısı part-time bir işte çalışıyordu.
3. Japon şirketler ömür boyu istihdam güvencesi sağlıyor.
Ömür boyu istihdam sistemi, Japonya’da uzun yıllardır is dünyasının bir parçası. Bu anlaşma kapsamında şirketler çalışanlara emekliliklerine kadar işten çıkarmamayı taahhüt ederken, çalışanlar da aynı şekilde işten ayrılmamayı kabul ediyor.
4. İzlanda, eşit ücreti zorunlu kılan ilk ülke.
2017’de yürürlüğe giren yasa, Eşit Ücret Sertifikası almayı 25 veya üzeri çalışana sahip iş yerleri için zorunlu tutuyor.
5. İsveç’te fazladan mesaiye sıcak bakılmıyor.
Almanya ve İsveç gibi Avrupa ülkelerinde iş yaşam dengesine çok önem veriliyor. Bazı Asya ülkelerinin aksine, fazladan mesai yapmak hem işverenler hem de çalışanlar tarafından hoş karşılanmıyor.
6. Çin’de şekerleme molalarının yaygın olması uzun çalışma saatlerinden kaynaklanıyor.
Çin’de çalışanları öğle aralarından sonra sık sık şekerleme yaparken görmek mümkün. Çalışanlarsa bunu bir avantaj yerine, uzun mesai saatleri boyunca çalışırken hayatta kalmak için bir zorunluluk olarak görüyor.
Yasal olarak mesai süreleri günde 8 veya haftada en fazla 44 saat olmasına rağmen, haftanın altı günü 12 saat boyunca çalışılan 996 çalışma modeli Çin’deki şirketler arasında oldukça yaygın bir uygulama.
7. Almanya’da hasta olduğunuzda rapor almadan işe gitmeyebilirsiniz.
Disiplin kültürüyle tanıdığımız Almanya’da işveren ve çalışan ilişkileri güvene dayanıyor. Çalışanlar kendilerini iyi hissetmediklerinde, 3 günü geçmemek şartıyla ilgili kişiye haber vererek işe gitmeyebiliyor.
8. İskandinav ülkelerinde ebeveynlik hakları şaşırtıyor.
İsveç’te çalışanlar her ebeveyn için 240 gün olmak üzere toplamda 480 gün için doğum desteği hakkına sahip. Ayrıca, bu 480 gün ebeveynler arasında istedikleri şekilde dağıtılabiliyor.
Norveç’te ebeveynler doğum veya evlat edinme için 12 aylık izne sahip. İlk 12 aya ek olarak, ebeveyn başına 1 yıl daha izin hakkı bulunuyor. Çocuğuna tek başına bakan bekar ebeveynler toplamda 3 yıllık izin kullanabiliyor.
Finlandiya’da da aileler ebeveyn başına 160 iş günü ücretli izin hakkına sahip.
Çok yakınımızdaki Bulgaristan’da ise çalışanların sahip olduğu ebeveyn izni hakkı 410 gün. Bu süreçte çalışanlar aylık maaşlarının %90’ı kadar ödeme alıyor.
Selen İyicil Mudun
Content & Account Manager
Geri sayım başladı… 2025’e çok kısa bir zaman kaldı. Yeni bir yıla girerken çalışma alışkanlıklarımızı dönüştürerek daha güçlü ve daha keyifli bir başlangıç yapmanın yollarını sizlerle paylaşmak istiyorum. Çünkü yeni bir yıl, yeni başlangıçlar, değişim ve
Bir saate sığdırılmaya çalışılan üç saatlik gündemler, birbiriyle kesişmeyen fikirler ve sonunda “bunu sonra tekrar konuşalım” cümlesi... Çoğumuz bu döngüye aşinayız.
Belirsizliğin giderek arttığı dönemlerde çalışanların motivasyonunu yüksek tutmak, şirketlerin güçlü kalabilmesi için olmazsa olmaz.
Günümüzde teknoloji hızla ilerliyor, yapay zekâ ve otomasyon neredeyse her işin bir parçası haline geldi. Artık pek çok işimizi bu teknolojik yardımcılarla daha hızlı ve verimli yapabiliyoruz. Ama ne olursa olsun, iş hayatının merkezinde hala insana özgü
Gün içinde kendimizi akışa kaptırıyoruz. Uzayıp giden yapılacaklar listesi, bitmek bilmeyen toplantılar ve yetişmesi gereken işler arasında kendimizi bir döngüye sıkışmış gibi hissetmek oldukça normal.
İK ekipleri, iki farklı kuşağın arasında kalmış durumda, adeta bir köprü kurma sanatıyla uğraşıyor. Bir tarafta detaylı raporlar ve düzenli toplantılar bekleyenler, diğer tarafta kamerası kapalı toplantıya katılanlar…
Suadiye Mahallesi Bağdat Caddesi
No:399/B K:1 D:1
Kadıköy/İstanbul
Formu doldurarak veya
hello@4c1h.com email adresi ile bize ulaşabilirsiniz.